KASIMPATI BUKETİ
Kasım ayı geldi mi, içimde bir kıpırtı başlar. Sanki doğa, son bir defa daha tüm renklerini sergilemek için hazırlanıyormuş gibi. İşte o zaman, aklıma ilk gelen kasımpatı oluyor. O eşsiz güzellikteki, kat kat yapraklı çiçekler... Bahçede, balkonda, hatta vazoda bile duruşu insana huzur veriyor.
Eskiden bu kadar popüler miydi, bilemiyorum. Ama son yıllarda kasımpatı, adeta bir fenomene dönüştü. Özellikle sonbahar aylarında, her yerde karşımıza çıkıyor. Ödemiş çiçekçi dükkanlarının vitrinlerini süslüyor, sokaklarda seyyar satıcıların tezgahlarında göz alıyor. İnsanlar da haklı olarak bu güzelliğe kayıtsız kalamıyor.
Benim için kasımpatı, sadece bir çiçek değil. Aynı zamanda bir hatıra, bir duygu. Çocukluğumda, babaannemin bahçesinde envai çeşit kasımpatı vardı. Kırmızı, sarı, mor... Hepsi ayrı bir güzellikteydi. O bahçede koşuştururken, o çiçeklerin arasında saklanırken içimde oluşan huzuru hala hatırlarım. Belki de bu yüzden, her kasımpatı gördüğümde, içimde o çocuksu neşe canlanıyor.
Peki, kasımpatı alırken nelere dikkat etmeli? Bence en önemlisi, çiçeğin sağlıklı ve canlı görünmesi. Yaprakları solgun, dalları kırık dökük olanlardan uzak durmak gerekiyor. Bir de, rengi önemli. Kasımpatılar, çok farklı renklerde olabiliyor. Bu yüzden, kendi zevkinize en uygun olanı seçmekte özgürsünüz. Ben genellikle sarı ve turuncuyu tercih ediyorum. Sonbaharın o sıcak renklerini yansıttığı için, bana daha çekici geliyor.
Çiçek siparişi vermek hiç bu kadar kolay olmamıştı. Online çiçekçiler sayesinde, istediğimiz çiçeği, istediğimiz adrese gönderebiliyoruz. Özellikle yoğun bir iş temposu olanlar için, bu büyük bir kolaylık. Sevdiklerinize bir sürpriz yapmak, onlara küçük bir mutluluk yaşatmak için harika bir fırsat.
Bu sene, ben de sevdiklerime kasımpatı hediye etmeyi düşünüyorum. Belki bir demet sarı kasımpatı, belki de rengarenk bir aranjman... Önemli olan, onlara sevgimi ve düşüncelerimi iletmek. Çünkü kasımpatı, sadece bir çiçek değil, aynı zamanda bir sevgi ifadesi.